
Değerlendiren:Hasan Umut
Uluslararası Bilim Tarihi ve Felsefesi Birliği’nin Bilim ve Teknoloji Tarihi birimi bünyesinde her dört senede bir gerçekleştirilen Uluslararası Bilim, Teknoloji ve Tıp Tarihi Kongresi’nin 24.sü, 21- 28 Temmuz 2013 tarihleri arasında İngiltere’de gerçekleştirildi. Alandaki en büyük organizasyon olma özelliğini taşıyan bu program için seçilmiş yer de oldukça manidardı. Endüstri Devrimi’ni başlatması ile bilim, teknoloji ve ekonomi ilişkisinde yeni bir kulvarın temsilcisi Manchester şehrinde, başta fizik ve kimya alanlarında olmak üzere 25 civarında Nobel ödülünü mensuplarının aldığı Manchester Üniversitesi programın ev sahibi idi. Kongreye 58 ülkeden 1758 kişi katıldı. 1357 adet tebliğ sunuldu. Böylesi bir toplantıya katılmış olmak benim için büyük bir heyecanı barındırmasının yanında gerek İslam ve Osmanlı bilim tarihi alanının genel bilim tarihçiliği içerisindeki yerini gerekse bilim tarihi çalışmalarında günümüzde ilgi gören alan ve konuları bizzat müşahade etmek açısından oldukça faydalı bir tecrübe idi.
Bunlardan bazılarını bu yazı çerçevesinde paylaşmak istiyorum.
Kongrenin açılış konuşması, bilim tarih yazıcılığında süregelen çok kritik bir tartışmayı ele alması ve bu tartışmaya konuşmacının görüşlerini ortaya koyması açısından kayda değer idi. Cambridge Üniversitesi Bilim Tarihi ve Felsefesi bölümünde profesör olan Hasok Chang’ın yaptığı konuşmanın başlığı “Putting Science Back into the History of Science (Bilimi, Bilim Tarihi’ne Yeniden Dahil Etmek)” idi. Chang’ın da ifade ettiği gibi bilim tarihi yazımı bugüne kadar iki ana ekol çerçevesinde şekillendi.
Bunlardan birincisi “içerikçi (internalism)” şeklinde söylenebilecek ve bilimin esas itibariyle teknik içeriğine yoğunlaşan yaklaşım. İkincisi ise “bağlamcı (externalism)” şeklinde ifade edilebilecek ve bilimsel bilginin oluştuğu tarihsel, sosyal, politik, kültürel veya entellektüel bağlamına yoğunlaşan bir yaklaşımı temsil etmekte. Chang, konuşmasının başlığından da anlaşılacağı üzere bilimin teknik içeriğinin bilim tarihi açısından vazgeçilmez olduğunu ama bunun bilimi oluşturan muhtelif bağlamlarla birlikte ele alınması gerektiğini söyledi. Chang, bir diğer deyişle, birbirine zıt gözüken iki ekolü birleştiren melez (hybridity) bir yaklaşımı savundu. Böylesi bir tartışmanın İslam bilim tarihi açısından da takip edilesi ve İslam bilim tarihçileri tarafından da yapılmasının önemli olduğunu belirtmekte fayda var.
Sempozyumda sunulan tebliğlere göz attığımızda, bütün hepsi için genel bir değerlendirme yapmak zor olsa da, genel bilim tarihçiliğinin bilhassa on dokuzuncu yüzyıl sonrası bilimin konularına olan ilgisi kolaylıkla farkediliyor. Erken modern dönem ve öncesine dair de pek çok panel düzenlenmişti. Daha ilginç olanı ise günümüz bilimine dair tartışmaların da canlı bir şekilde yapıldığını görmek oldu. Örneğin, oldukça yeni ve hala devam eden bir proje olan İnsan Genomu Projesi’nde üretilen bilginin ve yapılan çalışmaların nasıl arşivleneceği ve bu arşivlemenin Genom Projesi’nin tarihini anlamlandırmaya getireceği açılımların ve sınırlılıkların tartışılması bu açıdan şaşırtıcı ve ufuk açıcı bir örnek gözüküyor. Bununla birlikte İslam, Çin veya Hint gibi Avrupa dışı bilim havzalarının da diğeri ile kıyası kabil değilse de pek çok panele konu olduğunu söylemeliyim.
Kongre programında Arap ve İslam dünyası alt başlığında listelenen 13 panelde 45 tebliğ vardı. Ayrıca bu kategoride yer almasa da başka panel başlıkları altında İslam dünyasında bilimin serüveni ile ilgili tebliğlerin de sunulduğunu ifade etmek gerek. Bunların hepsini topladığımızda İslam tarihinde bilim ile alakalı tebliğ sayısının 60’ı geçtiğini söylemek mümkün. Bunlara baktığımızda en fazla tebliğin astronomi ve onunla ilişkili olarak astroloji alanlarında sunulduğunu ifade edebiliriz.
Tebliğler çoğunlukla bilimin teknik içeriğini esas alan yaklaşımla hazırlanmıştı. Bir diğer deyişle, modern öncesi dönem söz konusu olduğunda bağlamı esas alarak bilimi konu edinen tebliğlerin pek de olmadığını belirtebiliriz. Tebliğlerde ele alınan dönemler içinde açık bir şekilde on üçüncü yüzyıl öncesinin en çok rağbet gören zaman dilimi olduğunu söyleyebiliriz. Ondan sonra en çok işlenen dönem ise modern dönem bilhassa on dokuzuncu yüzyıl olurken bu iki zaman dilimi arasında kalan erken modern dönemin az sayıda tebliğe konu olması benim açımdan şaşırtıcı idi.
Osmanlı bilim tarihine hasredilmiş iki panel vardı ve bunların haricinde başka panellerde de Osmanlı bilim tarihi ile ilgili birkaç tebliğ sunuldu. İlginçtir ki, Osmanlı bilim tarihindeki tebliğlerin büyük çoğunluğu on dokuzuncu yüzyıla dairdi ve bağlamcı yaklaşıma yakın bir anlayışla ele alınmışlardı. Yani bilimsel eserlerin içeriğinden ziyade modern bilimin Osmanlı’larda nasıl alımlandığının, hangi kurum ve kişilerce nasıl aktarıldığının ve o dönemde neşredilen bilimsel yayınların değerlendirildiği tebliğler vardı. Türkiye’de çalışılan bir alan olmasına rağmen tıp tarihi ile ilgili herhangi bir tebliğin olmaması beni şaşırttı. Hem İslam hem de Osmanlı bilim tarihi açısından teknoloji tarihinin eksikliğini hissettiğimi ifade etmem gerek. Öte yandan, hatırlayabildiğim kadarı ile, bir tebliğ hariç modern Türkiye’de bilime ya da Türkiye’de bugünkü bilim tartışmalarına dair hiçbir tebliğ sunulmadığını da eklemeliyim.
Son olarak, Uluslararası Bilim Tarihi Akademisi’nin iki senede bir verdiği ve alandaki en prestijli ödüllerden olan Alexandre Koyré ödülü bu sene İslam bilim tarihçisi David King’e verildi. Her kongrede verilmeye bir önceki toplantıda başlanmış genç akademisyenler ödülünü bu sene alan dört kişiden birisi de Barcelona Üniversitesi’nde İslam bilim tarihi alanında çalışmalarını yürüten Marc Oliveras idi. Oliveras ayrıca, İslam bilim tarihi çalışmaları için Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu adına verilen “ İhsanoğlu Altın Madalyası”na da layık görüldü.
Bir sonraki Uluslararası Bilim, Teknoloji ve Tıp Tarihi Kongresi 2017 yılında Brezilya’da yapılacak. Ümidim, kayda değer bir ilerleme kaydetmiş İslam ve Osmanlı bilim tarihi alanları, yeni konu ve çalışma alanlarını da bünyesine katarak bir sonraki kongrede daha fazla temsil edilir.
Bir yanıt bırakın