
Değerlendiren: Yusuf Kıvanç
İslam ve Finans Seminerleri’nin yedincisi istisnâ‘ akdi üzerineydi. Kuveyt Türk Katılım Bankası danışmanlarından Ali Öztürk ve Türkiye Finans şube müdürlerinden Abdullah Akdemir, istisnâ‘ akdi üzerine bir seminer verdiler.
Ali Öztürk Hocamız konuşmasına katılım bankacılığı kavramını açıklayarak başladı.
Akitler arasında murabahanın %90’ın üzerinde kullanıldığı bilinir. Öztürk bu bilginin yanlış olduğunu belirtti. Bu yanlışlık, kullanılan akitlerin tam olarak ayrılamamasından kaynaklanıyor. Öztürk, bankaların %25 civarında bir oranla istisnâ‘ akdini kullandıklarını ifade etti.
İstisnâ‘ akdi, peşin ya da vadeli bir bedel mukabilinde, vasıfları belli bir malın üretilmesi üzerine yapılan akittir. Makine, ayakkabı vs. üretimi için verilen siparişler; baraj, bina vs. yapımı istisnâ‘ akdinin kapsamındadır.
İstisnâ‘ akdinde vaat, bağlayıcıdır. Hanefi mezhebinde geçerli görüşe göre vaat, bağlayıcı değildir. Hanefi imamlarından Ebu Yusuf’un görüşüne göreyse vaat bağlayıcıdır. Malikilere göre de vaat bağlayıcıdır. Bu mevzuda Maliki mezhebinin görüşü esas alınarak vaat, bağlayıcı sayılıyor.
Katılım bankası, üretici ile müşteri arasında bir aracı konumundadır. Yaygın olarak kullanılan iki model vardır:
1) Paralel İstisnâ‘ (İstisnâ‘-alt İstisnâ‘):
Müşteri, belli bir malı ürettirmek ister. Katılım bankası ilgili malın üretimini üstlenir. Müşteri vadeli olarak mal bedelini ödemeyi kabul eder. Burada işveren müşteri, yükleniciyse katılım bankasıdır. Daha sonra katılım bankası, ilgili malın üretimini bir alt yükleniciye devreder. Üretici, belirlenen malı belirlenen tarihte teslim etmek zorundadır. Burada ise işveren katılım bankası, yükleniciyse alt firmadır. istisnâ‘ ve alt istisnâ‘ akitleri birbirinden bağımsızdır. Müşteri, üreticiyi kendisi bulur. Banka ise iki kurumla ayrı akitler kurar.
Burada şöyle bir soru ile karşılaşıyoruz: Müşterinin faizli bankaya gitmesiyle ödeyeceği faiz ile istisnâ‘ akdi ile size ödeyeceği ücret aynı olduğuna göre katılım bankalarının farkı ne?
Katılım bankasının müşterisi ile ilişkisi kredi ilişkisi değildir. Katılım bankası yapılan işlemden sorumludur. Mal, vakti gelince üreticiye teslim edilmelidir. Üretici, malı zamanında üretmediyse banka, malı başka bir firmaya ürettirip teslim eder. Üretici firma da bankaya tazminat öder.
2) Satın alma vaadi ile istisnâ‘ (istisnâ‘–murabaha): Müşteri, özellikleri belirli bir malı üretmesi durumunda kendisinin bu malı satın alacağını vaat eder. Banka ve müşteri arasında herhangi bir anlaşma yapılmaz. Fakat Maliki mezhebi esas alınarak müşterinin vaadi bağlayıcı sayılır. Daha sonra katılım bankası malı ürettirir ve müşteriye teslim eder. Ürün teslimi öncesi satım akdi kurulmadığı için müşteri borçlandırılamaz. Ancak, müşteri bankaya peşinat ve avans verebilir. Üretici ile banka kendi aralarında, müşteri ile banka da yine kendi aralarında murabaha akdi kurarlar.
Selem (para peşin mal veresiye satışı): Selem; ileri bir tarihte teslim edilmek üzere, teslim tarihi, bedeli, özellikleri ve miktarı belli olan bir mal üzerine yapılan bir akittir. Burada malın parası peşin ödenir. Malı teslim etme zamanı gelince satıcı, sözleşmede belirtilen miktar ve özellikteki malı bulur ve müşteriye teslim eder. Bu, zirai ürünlerde kullanılır.
Öztürk’ün çizdiği teorik çerçeveden sonra Abdullah Akdemir, uygulamada istisnâ‘ akdi ile ilgili nelerle karşı karşıya kaldıklarını anlattı.
Müteahhit firma ile yaptığımız işlemler şu şekilde oluyor: Bitmiş konutların satışı murabahaya giriyor. Projeleri yeni onaylanmış, başlamamış projelerde istisnâ‘ akdini kullanıyoruz. İstisnâ‘ akdi yaptığımız için ve mortgage kanunu çevresinde konutun ayıplarından sorumluyuz. Müteahhit firmayı öncelikle değerlendiriyoruz. Daha önce ne iş yaptığına, mali bilançolarının nasıl olduğuna, projeyi yapmaya muktedir olup olmadığına bakıyoruz. Peşinatın mutlaka banka üzerinden verilmesi gerektiği gibi meseleleri firma ile konuşuyoruz.
Kooperatif projelerinde de istisnâ‘ akdini kullanıyoruz. Kooperatif, bir müteahhit firma ile anlaşıyor. Firma, kooperatif ve banka ile üçlü bir sözleşme yapıyoruz. Kooperatifin üyelerine finansman sağlıyoruz. Para, kooperatifin hesabına inşaatın ilerleyişine bağlı olarak yatırılıyor.
İstisnâ‘ akdi gereği satıcı ile müşteri akit yapmamış olmalıdır. Önceden akit yaparak gelen müşterilerimize bu işlemi yapamayacağımızı söylüyoruz. Müşteri, “Beni faizli bankaya bulaştırma” diyor. Öncesinde kapora mı, yoksa peşinat mı verdiğini soruyoruz. Kapora olursa yakması gerekiyor. Ama kimse böyle bir miktarı yakmaya yanaşmıyor.
Bir yanıt bırakın