Değerlendiren:Orhan Musakhanov
Hamd ve salâttan sonra sözüne “ilim, takva ve medeniyetin ayrılmaz bir bütün olarak bilinmesi gerekir” diye başlayan konuşmacı, bundan birinin kaybedildiği zaman hastalığın artık iyileştirilemez olduğunu belirtti. Konuşmacı, sözünün başında şunu vurguladı: “İlim ve takva olursa zaten orada medeniyet vardır (tahsîlu’l-hâsıl).”
“Takva emredilenleri yapmak, nehy edilenlerden sakınmaktır.” diyen konuşmacı takvanın en düşük derecesinin iman ve en yüksek derecesininse ihsan –Allah’ı sanki görüyormuşçasına ibadet etmek- olduğunu, kendisi Eş’arî olduğu için imanın da artıp azalacağını söyledi. Ünlü kelam alimi Bâkıllâni’nin ilim tarifini nakletti. İlim, bir şeyi olduğu hal üzere bilmektir (el-İlmu’ ma’rifetü’ş-şey’ ‘alâ mâ hüve ‘aleyhi) Ancak bu tarife itiraz edildiğini, Fahr-ı Râzi’nin ilmin efrâdını câmi’ ağyârını mâni’ bir tarifinin yapılamadığını belirttiğini aktardı. Ancak yine de Bâkıllâni’nin tarifi, usûlcüler, felasife ve mütekelliminin de müttefik olduğu üzere Müslümanların, Avrupalılar gibi ilmi “tecrübe edilebilir bir şey” olarak göstermedikleri yönündedir. Biz Müslümanlarda din ve gaybi bilgilerin hepsi ilim addedilir. Nitekim ilmi, tecrübe edilir ve hissedilir olarak sınırlarsak o zaman Allah’ı ve melekleri bilmek de bu alan dahiline girmemiş olacaktır. Her ne kadar batılılar, bunun ilimle bir alakası yoktur deseler de biz Müslümanlarda bu mefhumlar ilim çerçevesine dahildir. Ancak biz, ilmi şer’i olanla da sınırlamayız. Çünkü ilim, bütün oluşturulmuşlarla irtibatlıdır.
Medeniyeti ise şöyle tanımlıyor konuşmacı: “Medeniyet; iman, ahlak, iktisat, kültür ve hayatın bütün alanlarını kapsayan maddi ve manevi etkinliklerimizde vahiyle olan müspet etkileşimdir.”
Yazarın ilim, takva ve medeniyet görüşlerinden şöyle özetler çıkarılabilir:
“İlim ve takva olursa zaten orada medeniyet vardır (tahsîlu’l-hâsıl).”
“Medeniyet; iman, ahlak, iktisat, kültür ve hayatın bütün alanlarını kapsayan maddi ve manevî etkinliklerimizde vahiyle olan müspet etkileşimdir.”
“Avrupa’da medeniyet güzel evlere, geniş caddelere ve maddi refahla aynileşmiştir.”
“Avrupa’da ilim, tecrübe edilirlerle sınırlandırılmıştır.”
Konuşmacıya göre bizim medeniyet algımızın köklerindeyse şu ayetler vardır:
“Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın, doğru terazi ile tartın.” (17/35)
“Haksız yere Allah’ın haram kıldığı cana kıymayın.” (6/151)
“Hakkında ilminin olmadığı bir şeyin ardına düşme! Muhakkak ki işitme, görme ve idrak, onların hepsi, ondan mesuldürler.” (17/36)
“Zinaya yaklaşmayın.” (17/32)
“Yetimin malına da yaklaşmayın.” (17/34)
“Ahde vefa gösterin, doğrusu verilen ahitte sorumluluk vardır.” (17/34)
Bir yanıt bırakın